Salı, Mayıs 18, 2010

varoluş


öylesine ,


yazmadan ,


geçip giderken günler....


bakayım dağarcığımızda neler var derken...


taslak olarak kaydettiğim yazıya baktım ,


eh yayınlanabilir gibi...


paylaşalım bakalım...


ne kadar ses getirecek....



“Hayatımı Seçiyorum / Seviyorum” Rebekkah Vanderberg’in şiarı.

Sorumluluklarımızı hakkıyla üstlenirsek sorunlarımızı çözebileceğimizi ve mutlu olabileceğimizi söylüyor. Kısaca kendi mutluluğumuzdan sorumluyuz. Benzerlerini sık sık duyduğumuz bu laflar; küçücük yaşında kanserle boğuşan annesine ve erkek kardeşine bakmak zorunda kalınca hayatı değişen bir kadının ağzından çıkınca daha inandırıcı geliyor. Hayatı nasıl değişti derseniz; Sufizm’den NLP’ye, Gestalt Terapisi’nden aile dizimine kadar, yazılmış ne varsa yalayıp yutarak. Ta ki sonunda kendi sentezine ulaşıp, yolunu bulana kadar. Zaten hayatın bir yolculuk olduğu metaforunu da sıkça tekrarlıyor.

KORKULARINIZLA YÜZLEŞİN

“İnsanların çoğu karanlıkta yaşamayı tercih ediyor. Daha da kötüsü, yarı uykulu bir uyuşukluk hali. Oysa korkularınızla yüzleşmeyi başarırsanız, hayatınızdaki düğümler çözülecek. Ancak bunun için mücadele etmek gerek. Korkularınız gerçek değil, sadece bir yanılsama” diyen Vanderberg kendini yaşam koçundan ziyade “spiritüel koç” olarak tanımlıyor. Hepimizin en sık tekrarladığı hatanın “geçmiş ve gelecek için duyduğumuz korku” olduğunu söylüyor: “Oysa içinde bulunduğumuz anı yaşayarak zamanı genişletmek mümkün. Bütün dikkatinizle yaşadığınız ana konsantre olursanız, zaman adeta bir okyanusa dönüşür. Sahip olduklarımızın değerini takdir etmediğimizde çok şey kaçırıyor ve pişmanlıkla kendimize acı çektiriyoruz. Oysa takdir etmek
ve şükür çok önemli, çok belirleyici.”

Vanderberg’e göre mutlu olmak sanıldığından daha kolay. Hatta o kadar kolay ki, insanlar formülün basitliği karşısında bir türlü ikna olmuyor. Oysa hayatınızın herhangi bir noktasında değişmek için minicik bir istek duymanız bile yeterli. Ancak bunun kalpten gelen hakiki bir istek olması şart. Bu şekilde en umutsuz
durumlardan çıkmak bile mümkün.

Aklınıza ünlüler ve zenginler bizden daha mı mutlu, diye bir soru gelirse: “Pek değil. Hemen hemen aynı dertlerden mustaripler. Sadece bizden daha paranoyaklar” diyor Vanderberg. Sağlık, kilo, ilişkiler,
para ve statüyle ilgili endişeler de en çok karşılaştığı sorunlar.

RUHSAL BAHAR TEMİZLİĞİ İÇİN ÖNERİLER

* Gününüz sabah kalktığınızda değil, gece yattığınızda başlar. Yastığa başınızı koyduğunuzda gününüzü
gözden geçirin ve olumlu bir şekilde yeniden kurgulayın. Bilinçaltı çocuk gibidir, bazı şeyleri bıkıp usanmadan tekrarlamalısınız.

* Sizi sürekli yargılayan ve eleştiren iç sesiniz aslında egonuz. Onu susturmak epeyce zor ama
en azından ciddiye almayabilirsiniz. Egonuzun Mickey Mouse sesiyle konuştuğunu hayal edebilirsiniz mesela.

* Aynanın karşısına geçin ve güne kendinizi sevdiğinizi söyleyeyen ve olumlayan cümlelerle başlayın.
Beynimiz ve sinir sistemimiz konuşmalarımızdan etkileniyor. Sarf ettiğimiz her sözcük bir heykeltıraş gibi hayatımızı biçimlendiriyor.

* İçinizde ne kadar büyük ve sonsuz bir güç olduğunu tahmin edemezsiniz. Onu harekete geçirmek için
elinizden geleni yapın. Bu güçle temas kurduğunuzda çok daha enerjik olursunuz. Üstelik daha çok eğlenirsiniz.

* Motivasyon yerine esinlenmeyi seçin. Motivasyon için başkalarına bağımlısınız; oysa başta doğa olmak üzere her şeyden ve herkesten ilham alabilirsiniz.

bahar geçti yaz geldi ama.