Cuma, Nisan 03, 2009

on küçük zenci

katilin intihar etmeden önce yazdığı mektup. konusu :

Adaya davet edilen on kurban, hayatları boyunca bir suça karışmış, bir cinayet işlemiş insanlardı. Bu yüzden olacak,katil hepsine ada sahibinin adını kullanarak birer mektup gönderir
ve onları adaya çağırır... yemek masasının üzerinde de on küçük zenci heykeli vardır.
Çok geçmeden katil kendine göre adalet olan seri cinayetine başlar
romanda geçen şiir ise;
On küçük zenci yemeğe gitti,
Birinin lokması boğazına tıkandı.
Kaldı dokuz,
Dokuz küçük zenci geç yattı,
Sabah Biri uyanamadı, kaldı sekiz,
Sekiz küçük zenci Devon’u gezdi,
Biri geri dönmedi.
Kaldı yedi,
Yedi küçük zenci odun kırdı
Biri baltayı kendine vurdu.
Kaldı altı,Altı küçük zenci bal aradı,
Birini arı soktu.
Kaldı beş,
Beş küçük zenci mahkemeye gitti,
Biri tutuklandı.
Kaldı dört,
Dört küçük zenci yüzmeye gitti,
Birini balık yuttu.
Kaldı üç,
Üç küçük zenci ormana gitti,
Birini ayı kaptı.
Kaldı iki,
İki küçük zenci güneşte oturdu,
Birini güneş çarptı.
Kaldı bir zenci.
Bir küçük zenci yapayalnız kaldı
Gidip kendini astı.
Kimse kalmadı.
Katil ise bir mektup yazar: Yazımı bitireceğim ve bir şişeye koyup ağzını sıkıca kapayıp mühürledikten sonra denize atacağım.
Niçin?
Evet niçin?
Daima kimsenin içinden çıkaramayacağı esrarengiz bir cinayet işlemeyi arzu edip durmuştum.
Fakat şimdi şunu anlamış bulunuyorum ki,
hiçbir sanatkar şaheserini sadece kendi görerek tatmin olamaz.
Sanatkarı asıl tatmin eden şey eseri değil, onun meydana getirdiği takdir ve alkışlardır.
Bütün insanlar önünde şunu itiraf ediyorum ki, ben de ne kadar zeki ve kurnaz olduğumun
herkes tarafından takdir edilmesini isteyen bir zavallıyım...
Siz tanınmak ister miydiniz?