Pazartesi, Mart 02, 2009

yorgun mayıs kısrakları




Okumuşsunuzdur ya da
izlemişsinizdir sanırım
dört cadının programında,
aynı apartmanda büyümüş
iki arkadaşın günümüzde hayatta durdukları
yeri anlatan belgesel filmin tanıtımını...
5.katın sahibi yasemin Alkaya'nın


“Yaşam Arsızı”... filmi


Ankaralı konsomatris Elif Çağlayan’ın hayatı.
Yönetmen koltuğunda ise Elif Çağlayan’ın
çocukluk arkadaşı Yasemin Alkaya var.
İnsana “kader” denilen şeye yeniden inandıran ve
aile kavramını sorgulayan
acayip bir hikâye.



Ey kari,
ülkemiz ne kadar
renkli, dinamik , heyecanlı
sıkılmaya vakit bulamaz insan
hergün yeni bir gündem çünkü...
opera sanatçısı kadın ,
ölünce neler gündeme geldi,
mahkemelerde cesaretle,
ben ona aşıktım diyen bir kadının
yerine,
kocasını Bitlis'e göndermek istemeyen
kadının ,
ona ; sen arka odaya geç demesi
ve operacının yerini alması...




“Lacivert gözlü bir kadındı.
Bir kere Maçka’da gördüm.
Bir haziran günü güneşin en yoğun olduğu saatte gökyüzü ne kadar maviyse gözleri o kadar mavileşiyor,
gece bastığı zaman ne kadar lacivert olursa o kadar lacivert oluyordu.
Çok güzeldi.
Hafif göğüs çatalı göstermeye meraklıydı.
Seksi görünen bir kadın havasından çok
sakin görünen bir şehvet fırtınasıydı.
Çok güzel omuzları vardı.”

yılmaz karakoyunlu
böyle anlatıyor o zamanki
istanbul emniyet müdürünün eşini...
kadınlar sanatçı,
biri opera
diğeri edebiyatçı,kitaplar yazmış daha 17 yaşında...
ve Türk Sagan'ı olarak adlandırılıyor,
anne polonyalı, baba türk
dame de sionu bitirmiş...


Yılmaz Karakoyunlu'nun 'Yorgun Mayıs Kısrakları' kitabında,


Yahya Kemal,


Nazım Hikmet ve


Adnan Menderes'in evli kadınlarla yaşadığı ilşkilere yer verdi,

belki filmini de yaparlar...


ey okur...

sahi güz sancısını gördünüz mü?