Çarşamba, Nisan 15, 2009

Lale İstanbulun öz kızıdır.


Laleyi severim,hem çiçeğini, hem de adı lale olan arkadaşı...

Lale İstanbul'un öz kızıdır,
evden kaçmıştır onu geri çağırmamız gerekir
demiş İskender Pala vatan kitap ekinde
Katre-i Matem adlı kitabı ile ilgili röportajında...

henüz okumadım kitabı ama ,
tasavvufu severim hem edebiyatta,
hem de dinimizde...
maddede manayı aramaktır ,
tasavvuf....

tasavvufi düşünce tarzının içselleştirilmesi ile
insanın ümit etmesinin,
iyimser olmasının,
tasavvuftan kaynaklanmasının
sonucudur diye düşünürüm...

Ebced hesabında iki veya daha fazla ismin
sayı değeri eşit oluşundan istifade edilerek,
bu isimlerden birini söylemekle
mecazen diğeri söylenmiş olur.

Yine lafza-i celal olan ALLAH ismi şerifinin
ebced hesabında değeri 66'dır.
Hilal ve lale'nin kelimelerininde değeri 66'dır.
Bayrağımızdaki Hilal ,minarelerin alemi olan Hilal
aslında Allah ismi şerifine rumuz olmakta,
İsmi celale hürmeten onun yerine mecazen,hilal konulmaktadır.
yani tasavvuf maddede manayı aramaktadır...

laleyi sevmemin bir nedeni de
kültürümüzün bir parçası olmasıdır...
Genelde koku veren çiçeği severim de,
lalenin kokusu var mıdır
onu bilemiyorum...

Bir dönem minyatür çalışmalarımda,
severek kullanndığım
figürlerden birisiydi,
lale...
o kadar çok çeşidi vardır ki
hem de çok çeşitli adlandırılmış...

Osmanlı'da lâle çeşitlerine verilen isimler ilginç;
Cüce moru,
Sahipkıran,
Narçiçeği,
Pabuçcu,
Altınsarısı,
İbrahim Bey Alı,
Aşçımoru,
Gülcübaşı,
Kızılbıyıklı,
Keresteci,
Pençe,
Erikdibi,
kalaycı Beyazı gibi...

O zamanın laleleri şimdiki gibi değilmiş,
ince uzun çok zarif...
ve O eski İstanbul lalelerinin soğanları yok olup gitmiş
bilmiyorum var mıdır kıyıda köşede kalan
o dönem lalesinden bir soğan...

Laledan-Lale vazosu
Lalefam-Lale renkli
Lalegun-Lale renkli
Lalegül-Türk Müziği’nde bir makam, kadın ismi
Lalehadd-Lale yanaklı
Laleli-İstanbul da bir semt
Lalelik-Lale vazosu
Lalename-Lale için yazılan risale
Lalereng-Lale renkli
Laleruh-Lale yanaklı, Bir Türk Müziği makamı
Laleveş-Lale gibi
Lalezar-Lale bahçesi
Lalezari-Lale bahçesi sahibi
1600' lü yılların sonunda lâleye olan ilgi olağanüstü artmış
ünlü lâle soğanlarını
elde etme isteği eklenince,
bazı lâle soğanlarının fiyatları aşırı yükselmiş.

1725 yılında lâlelerin fiyatını tesbit eden
bir liste narh defteri hazırlanmış.

28 Haziran 1726 tarihli defterde 239 lâle'nin ismi kayıtlıdır.

En yüksek fiyat; 50 kuruş-7.5 Cumhuriyet altını ile Nîze-i Rummânî Lâle Mızrağı isimli lâle soğanı için tesbit edilmiştir.

Ağustos 1727 tarihli 2. listede 306 lâle ismi geçmekte,
bu listede en yüksek fiyat yine, lâle mızrağı 200 krş ile birinci,
sahipkıran 150 krş,
Gülriz 100 krş ile ikinci ve üçüncü sıralara yerleşmiştir.
1725 yılında Lâle Mecmuası çıkmış ve
Bu mecmuada isimleriyle birlikte
50 kadar İstanbul lâlesi çeşidi,
renkli resimli olarak verilmiş,
mecmuada bulunan resimler
hayal mahsulû olmayıp
İstanbul lâlesinin gerçek görüntüleriymiş.

Kitap, şimdi Belçikalı Robert de Belder
isimli kolleksiyoncunun kitaplığında bulunmaktaymış.

Dünyada tek olan mecmuanın esas sahibi,
merhum Ekrem Hakkı Ayverdi (1899-1984)
Bu değerli kitap,
Osmanlı mimarisine dair, 4 büyük cilt tutan eserini bastırabilmek için
gerekli mâli kaynağı sağlamak üzere, kolleksiyonundaki diğer bazı kıymetli yazmalarla birlikte,
1960'lı yıllarda elden çıkarttığı tahmin edilmekteymiş.

(İstanbul lâlesi, Prof.Turan Baytop Kültür Bak.Yay.1998).

http://www.minyatursanati.com/?p=243

Bir de Orhan Murat Arıburnu'nun şiirini de
ekleyip lale konusunu burada sonlayayım dedim,
çok garip bir huy benimki de,
herşeyi yazmak gerekir gibi yazıyorum ,
başkası belki üç,dört yazı konusu çıkarabilirdi .
Laleli
Lalelim
Lalelide oturur
Laleli lale olur lalelimden.
Laleliden geçilir
Lalelimden geçilmez